E-postalarınıza Yanıt Almak İçin 7 İpucu (Verilerle!)

Geçtiğimiz yıllarda, müşterilerimiz Boomerangdan, 40 milyondan fazla e-postaya yanıt alamadıklarını onlara hatırlatmak istedi. Cevap alan e-postalar yazmak inanılmaz derecede değerli bir beceridir – ve bir e-postanın ne gibi durumlarda cevap aldığını belirlemek zordur.

İnternette nasıl iyi bir e-posta yazılacağı hakkında, genel yazım tavsiyelerinden, önceden yazılmış e-posta şablonlarına kadar pek çok tavsiye bulunmaktadır. Ancak bu tavsiyelerin hiçbiri arkasındaki verileri göstermez (çünkü genellikle veri yoktur.), ve birçoğu çelişkilidir.

Yani Boomerang kullanıcılarına yıla toplu bir bakış e-postası (evet, bunun Ocak ayının başlarında çıkması gerekiyordu ama yeni ay yılına ulaştık-Mutlu Maymun Yılı!) göndermeyi düşündüğümüzden,  bu e-postayı tipik bir yıla bakış e-postasından farklı yapmaya karar verdik. Ne kadar büyüdüğümüze ya da logomuzun ne kadar gösterişli olduğuna odaklanmak yerine, gerçekten ne tür faktörlerin mesajlarınıza cevap almanızı sağladığını çözmeye karar verdik ve böyle bir e-posta yolladık.

Sonuçlar o kadar ilginçti ki biz de onları burada paylaşmaya karar verdik.

Eğer bu makale daha iyi e-postalar gönderme konusunda size yardımcı olduysa, karşılığında Boomerangı denerseniz minnettar oluruz. E-postanıza bir cevap alamadıysanız en uygun zamanda e-posta yollayarak bize bildirebilirsiniz. Ayrıca mesajınızı okundu olarak işaretleyebilirsiniz, böylece e-posta yığını arasında kaybolmaz. Boomerang ayda bir kaç kez tamamen ücretsiz olarak kullanabileceğiniz Basit bir plan ile gelir.

Denediğiniz için teşekkürler! Artık, daha fazla uzatmadan, e-posta gönderirken gerçekten önemli olan şeylerin özeti!

En şaşırtıcı sonucumuz e-posta okuma seviyesinin, cevaplama oranlarına büyük bir etkisi vardır. 3.sınıf okuma seviyesinde yazılmış e-postalar en uygunudur. 3. sınıf okuma seviyesinde yazılan e-postalar, üniversite okuma seviyesinde yazılan e-postalara göre %36’lık bir artış ve %17 daha yüksek cevaplama oranı, hatta lise okuma seviyesinden bile fazla cevaplama oranı sağlamıştır. “pedantic rambler” diye tanımlanan biri olarak, parmaklarımdan bana doğru geliyor. Ancak İngilizce dil eğitiminin durumunu kötülemek yerine, Sadece onunla başa çıkmaya ve sözlüğümü basitleştirmeye, söylediklerimi basitleştirmeye ve daha kısa cümlelerde daha az kelime kullanmaya çalışacağım.

Elbette, e-postalarınızın içeriği oldukça önemlidir. Eğer sizin bir burs alabilmeniz için sizi değerlendirecek bir profesöre doktora tezinin ince noktalarını danışmak için bir e-posta gönderiyorsanız, her heceye ihtiyacınız var demektir! Diğer bir yandan, bir Auburn mezunuyla futbol hakkında e-posta atmak istiyorsanız, sizi anlayabilmeleri için 4 harften fazla harf içeren kelimeleri kullanmayın -Roll Tide!. Eğer yazma seviyesine dikkat etmeniz gereken bir durum yoksa 3. sınıf seviyesi yeterlidir.

Okuma seviyenizin ana bölümleri, kelimelerinizdeki hece sayısı ve cümlelerinizdeki kelime sayısıdır.

Bu yüzden cümle başına normalde kullandığınızdan daha basit ve daha kısa kelimeler kullanın. İçeriğinizin okuma düzeyini Words Count kelime işlemcisinde kontrol edebilirsiniz. Ya da “Flesch Kincaid grade level” diye aratarak sizin için hesaplayabilecek bir çok online araç bulabilirsiniz.

E-Posta Pazarlamasında İlk Şart: Duygu İle Yaz

Cevap alma oranlarını belirleyecek bir diğer önemli faktör mesajda ne kadar pozitif (harika, mükemmel, memnun olmak, hoşnut olmak gibi kelimeler) ya da ne kadar negatif (kötü, nefret etmek, kızgın, berbat gibi kelimeler) kelimeler kullanıldığıdır. Hafiften ortaya pozitif ya da hafiften ortaya negatif olan e-postalar, tamamen nötr olan e-postalardan %10-15 daha fazla yanıt aldığı ortaya çıktı.

Pohpohlanma işe yarıyor ama fazla pohpohlanma yaramıyor. Pozitif e-ticaret e-postalarına gelen cevap oranı, biraz daha ılık olan nötr e-postlardan %15 daha yüksekti.  Bundan sonra, cevap oranları azaldığı gibi bir e-postada normal olarak görünen pozitif dil sayısı arttı.

Duygu analizörleri, -1 (piss ve vinegar için ) ile 1 (sakkarin için) arasında değişen, tamamen nötr bir e-postayı temsil eden bir duygu skoru çıkarır. Size biraz örnek verebilmek adına, işte olumlu e-postaların neye benzediğini burada bulabilirsiniz:

  • Hey, sabah seni düşünüyordum. Pizza yemek ister misin?0 tamamen nötr. Birazcık pozitiflik yanıt alma ihtimalini artıracaktır.
  • Hey, haftaya kesinlikle buluşmak isterim. Pizza yemek ister misin? 35 Pozitif duygu. Mükemmel! Bir e-postaya pozitif duygu eklemek kolaydır. Tüm bunlar yeterli.
  • Hey, seni görmek ve arayı kapatmak gerçekten çok iyi olurdu. Pizza yemek ister misin? 55 Pozitif duygu. Ayrıca bu da yukarıdaki sürüm kadar olmasa bile, nötr bir e-postadan daha iyidir.
  • Hey! Seni görmek kesinlikle harika olurdu! Pizza yemek ister misin? Çok heyecanlıyım!9’un üzerinde olumlu duygu. Bu e-posta en az bir nötr e-posta kadar etkili olurdu- kötü değil, gerçekten, fakat uygunda değil.

Ayrıca, günü mahvedip bitmek bilmeyen bir yazı yazmanı da tavsiye etmiyoruz. Ne yazık ki negatif e-postalarda cevap alma olasılığı çok düşüktür. Ancak, biraz daha ılımlı negatif mesajlar şikayetleriniz için, benzer içerikteki nötr tonda bir mesajdan %13 daha iyi çalışır.

  • Bugün mağazanızda kötüden biraz daha iyi bir deneyim yaşadım. Tezgâhtar çok nazik değildi. Lütfen görüşlerimi değerlendirir misiniz? 1 Negatif duygu. Neredeyse nötr. Yeterince negatif değil.
  • Bugün mağazanızda korkunç bir deneyim yaşadım. Tezgâhtar çok kabaydı. Lütfen düzeltmek için bir şeyler yapın.35 Negatif duygu. Mükemmel kontrol edilen bir miktar negatiflik.
  • Bu sabah mağazanızda en kötü deneyimimi yaşadım. Tezgâhtar kabaydı ve patronluk taslıyordu. Bir daha asla gelmeyeceğim. 55 Negatif duygu. Hala iyi fakat uygun olmak için fazla negatif.
  • Mağaza deneyiminiz berbat. Tezgâhtarınız aşağılığın teki. Defolun ve umarım acı içinde ölürsünüz. 9’un üzerinde negatif duygu. Çok negatif, önemli ölçüde azaltılmış cevaplama oranı.

E-postalarınızın duyarlılığını ölçmek, okuma seviyenizi ölçmekten daha çok efor sarf ettirir.  Çoğu kelime işlemcileri henüz duyarlılık analizini desteklemez ve online araçlar aynı içerik için çeşitli sonuçlar ortaya koyar.

Bunun nedeni, çoğu duygu analizörleri yazarlarının izleyebileceği eğitim verilerine dayanarak, algoritmalara hangi kelimenin pozitif ya da negatif olduğunu öğretmek için makine öğrenme tekniklerini kullanır. Eğitim verileri çok önemlidir- incelemelerin ne kadar pozitif olduğu konusunda vekil olarak kullanılabilen sayısal sisteme geçtiklerinden beri, ortak bir kaynak film incelemeleridir. Bu veriler rahatsız edicidir ve makine öğrenimi inanılmaz derecede karmaşık algoritmalardan oluştuğu için, gerçeği düzeltmek zordur.

Sonuç olarak,  üretim büyük bir örnek boyutu ile veri yığını için yeterli olduğuna güvenmemize rağmen, bireysel bir e-postanın duyarlılığını değerlendirmek için en iyi seçeneğiniz hala kendi kararınızdır.

Kısa E-Postalar (Ama Çokta Kısa Değil!) Yaz

İdeal e-posta uzunluğu 50 ila 125 arasındadır, bunların tümü %50’nin üzerinde cevap oranı sağlamıştır.

Yanıt oranları, 125 kelimelik mesajlar için% 50’den, 500 kelimelik mesajlar için yaklaşık% 44’e yavaşça gerilemiştir. Ondan sonra, yaklaşık 2000 kelimeye kadar sabit kalmış, sonra hızla düşmüştür. Dolayısıyla, bir e-posta için en uygun uzunluk 125 kelimenin altındayken, bir kaç ekstra için endişelenmemelisiniz. Gidin ve mesajın eksiksiz olması için ihtiyacınız olan her şeyi ekleyin, ancak fazlada ekleme yapmayın.2500 kelimenin üzerinde, yanıt oranları% 35’in altına düştü, bu yüzden Savaş ve Barış kitabını göndermeniz gerekiyorsa, bunu bir dosya olarak göndermelisiniz!

Diğer bir yandan, 50 kelimeden daha kısa e-postalar yanıt oranlarında daha keskin bir düşüş gösterdi. 25 kelimelik bir e-posta 2000 kelimelik olanda olduğu gibi %44’lük bir yanıt alma şansı vardır. Jeb ve Hillary’den gelen ortalama e-postalar her biri ayrı ayrı 9-10 kelimeden oluşurken, Başkan için çabalamadığınız sürece, bu kadar kısa e-postalar göndermek, yanıtlarınızın yaklaşık% 30’unu feda edeceğiniz anlamına gelir. Sadece konu içeren mesajlar en kötüsü- ana kısmında mesaj bulunmayan e-postaların sadece %11’i geri dönüş alabildi.

Çoğu kelime işlemcisinde bulunan kelime sayım aracı size e-postanızda kesin olarak ne kadar kelime olduğunu size tam olarak gösterebilir ama hızlıca bir göz atmak sizi yakın bir tahmin verecektir.50 kelimelik bir e-posta iki kısa paragraf gibi görünmektedir. 125 kelimelik bir e-posta aşağı yukarı iki normal bir kısa paragraf gibidir.

Kısa (gerçekten kısa) konu başlıkları kullanın

E-posta pazarlama emektarları, konu başlıklarını test etmenin, yüksek bir açık orana sahip olacak olan bir e-posta kampanyasını tasarlamanın kritik bir adım olacağını biliyor. Benzer şekilde, konu başlığınızın uzunluğu yanıt oranlarını etkiler ve en uygun uzunluk beklenenden daha kısadır. Sadece 3-4 kelimelik konu başlıkları (Re: ve Fwd: gibi e-posta toplantıları hariç) en fazla yanıtı almıştır. Fakat dediğimiz gibi, daha fazla kelime eklendikçe yanıt oranları yavaşça düşmüştür. Bu yüzden eğer bir konu başlığın bir kelime daha eklemek onu daha anlaşılır yapacaksa, durmayın ve ekleyin. Bazı konu başlıklarını eklemek kritiktir: hiç bir konu başlığı olmayan e-postaların yalnızca %14’ü cevaplandı!

Sorular

Bir e-postada sorduğunuz soruların sayısı, yazdığınız kelimelerin sayısı gibi önemli bir noktaya sahiptir. 1-3 soru sorulan e-postaların, soru sormayan e-postalara göre yanıt alma olasılığının% 50 daha yüksek olduğunu gördük.

Ancak bir soru bombardımanı size yardımcı olmaz – 3 soru içeren bir e-postadan yanıt almak, 8 veya daha fazla soru içeren bir e-postadan yanıt almaktan %20 daha olasıdır!

Öznellik

Doğal yazı tarzınız “sadece gerçekler, ma’am” eğilimine sahipse, mesajlarınıza daha fazla fikir ve daha fazla öznellik eklemeyi düşünmelisiniz!

E-postanın içeriği daha fazla düşünüldükçe,  yanıt oranı da daha fazla yükselecektir. Bir uyarı- bu öznel e-postaların pozitif tepkiler mi toplayacağı yoksa bir savaş habercisi mi olacağı hakkında bir fikrimiz yok, bu yüzden yazarlara uyarı!

Bitirmeden önce, geçtiğimiz senelerde, etkili e-posta yazmak ile ilgili bir takım bilgileri, konu başlığında hangi kelimeleri kullanmalısınız ve hangi kelimeleri kullanmamalısınız gibi, veri grafiği ile bir araya getirmiştik.

Bunlardan bir tanesi, sabah saatlerinde ve öğle vakti boyunca gönderilen e-postalar, sabahın ilk ışıklarıyla ya da öğleden sonra gönderilen e-postalardan daha fazla yanıt alma oranına sahiptir. Boomerang kullanarak mesajlarınızı ne zaman yazmış olursanız olun uygun bir vakitte gönderebilirsiniz. Ve hatta çoğu optimize edilen e-postalar %100 yanıt alma oranı elde etmeyecektir. Önemli bir mesaja zamanında yanıt vermezseniz, bu yazıya ilham veren 40 milyon e-postada yaptığımız gibi, size bildirmekten memnuniyet duyarız.

E-postalarınızı yanıt alma olasılığı daha yüksek olması için en iyi uygulamalarımızın bir özetini burada bulabilirsiniz.

  1. Daha kolay kelimeler ile daha kısa cümleler kullanın. 3. Sınıf okuma seviyesi en iyisi.
  2. E-postanıza 1-3 tane soru ekleyin.
  3. Konu başlığınızın olduğundan emin olun! 3-4 kelimelik.
  4. Hafif pozitif ya da hafif negatif bir dil kullanın. Her ikisi de tamamen nötr bir tondan daha iyi performans gösterir.
  5. Bir duruşun olsun! Görüş bildirilen mesajlar, objektif olanlardan daha yüksek yanıt oranlarına sahiptir.
  6. Yeterince yaz ama çok fazla değil. Mesajları 50-125 kelime arasında tutmaya çalışın.

KAYNAK: http://blog.boomerangapp.com/2016/02/7-tips-for-getting-more-responses-to-your-emails-with-data

Projesoft E-Ticaret Paketleri ile onlarca e-posta pazarlama servisine entegre olabilirsiniz.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir